25 Mayıs 2020 Pazartesi

Fatih Mahallesi Balyacıları-Ahmet Düzdağ Eski Muratlı





FATİH MAHALLESİ BALYACILARI ??
 
İzninizle fotoğrafın hikayesiyle paylaşmak istiyorum.
80 li yılların hemen başı. Ahmet BAYDEMİR'İN "Çocuklar para kazanmak istermisiniz?" sorusuyla başladı maceramız. Nasıl olacak dediğimizde "Bana balya taşıyacaksınız." dedi. Ücret de cepte olmayan paraya göre gayet iyiydi. Tabii kendisinin de avantajı vardı. Hamallara yaptırsa daha masraflı olacaktı. Ortak payda oluşunca anlaştık. Gel gelelim içimizde balya işi yapan yoktu. Açıkçası ben Aydın BOZKURT(Camcı Aydın) ve kardeşi 

Adnan BOZKURT(Maradona Adnan) a güveniyordum. Ne de olsa çiftçilik yapıyorlardı. Zeki ÇEVİK(Çevik Mobilya), Muhterem GÜLTEKİN(Dirik Spor'da futbol oynadı) ve ben tamamen sıfırdık.
 

Öncesinde işi öğrenmek için depoda çalışan Hüseyin Enişteden taktik almaya çalıştık. Balya telinin neresinden ve nasıl tutulacağını, kaldırırken dizle vurarak sırta nasıl atılacağını defalarca anlattı. Biz de balya taşımacılığını teorik olarak öğrenip ilk günümüze başladık. Fakat teori ile pratik arasındaki farkı tarlada gördük. Ya balya telinin neresinden tutacağımızı kestiremiyoruz ya da dizimizle fazlaca vurarak sırtımıza alamadan öte taraftan yere düşmesine neden oluyoruz. Bu zaman kaybı nedeniyle balyaları yüklediğimiz traktöre yetişemiyoruz. Allah'tan şoför insaflı biriydi ve hızını yavaşlatarak bize yardımcı oldu. Muhterem arkadaşımız boyu biraz kısa olduğundan balyaları sırttan atamadığı için kucaklayarak römorka atmaya çalışıyordu. 

Adnan çiftçiliği de olduğu için römork üzerinde istifçilik yapıyordu. Fakat, sıralar yükseldikçe -tombili oyunundaki taşlar gibi- istif sallanmaya başlıyordu. Tam bir komedi dünyası. Güç bela günü tamamlayarak balyaları ardiyeye taşıdık. Ertesi sabah rahmetli annem kaldırmaya geldiğinde tonlarca dayak yemiş gibiydim. Gözlerimi açmaya çalıştım açamadım. 

Aşırı yorgunluk, toz, sap ve samandan gözlerim çapaklanmış ve açılmıyordu. Annem halime acıdı "Evladım bu iş sana göre değil, gitme işe." dedi. Fakat biz hem ailemize yük olmamak hem de başladığımız işi bırakmamak için azimliydik. Yeni doğum yapmış komşudan fincana anne sütü alıp damlatarak gözlerimi açmaya çalıştık ve nihayetinde açıldı. 

Yaklaşık bir ay balya işi yaptık. Muratlı'nın dört bir köyünden balya taşıdık. Arada düzgün istif yapamadığımız için römorku devirdiğimiz de oldu Ahmet BAYDEMİR arada bizi uyarıyordu. "Çocuklar biraz dikkatli olun. Biraz da hızlanın." Velhasıl azim ve gayretle işi tamamladık. 

Bizim ölçülerimize göre tatlı para da kazandık. Her şeyden öte, mazimizin derinliklerinde yer edecek çok güzel anıları yarattık. Tarladaki tantana, kırda yenilen yemekler, insan teniyle bütünleşen ve keseyle dahi çıkmayan kılçıklar... Hatırladıkça hala o zaman ki güzelliğini ve tazeliğini yaşıyorum.
 

Not. Sözüm uzadıysa kusuruma bakmayınız. Malum bir atasözümüz var. "Gençler ümitle yaşlılar anılarıyla yaşar." diye. Bizler de anılarımızla yaşamaya başladığımıza göre galiba yaşlanmaya başladık. Affola...

Ayaktakiler; Muhterem GÜLTEKİN, Adnan BOZKURT, Zeki ÇEVİK,
Öndekiler; Aydın BOZKURT, Salih ÇAYIR
Yer: Fatih Mahallesi, İnanlı Yolu, Rahim'in kahvesinin önü





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder