FATİH MAHALLESİ BALYACILARI ??
İzninizle fotoğrafın hikayesiyle
paylaşmak istiyorum.
80 li yılların hemen başı. Ahmet BAYDEMİR'İN "Çocuklar para kazanmak istermisiniz?" sorusuyla başladı maceramız. Nasıl olacak dediğimizde "Bana balya taşıyacaksınız." dedi. Ücret de cepte olmayan paraya göre gayet iyiydi. Tabii kendisinin de avantajı vardı. Hamallara yaptırsa daha masraflı olacaktı. Ortak payda oluşunca anlaştık. Gel gelelim içimizde balya işi yapan yoktu. Açıkçası ben Aydın BOZKURT(Camcı Aydın) ve kardeşi
80 li yılların hemen başı. Ahmet BAYDEMİR'İN "Çocuklar para kazanmak istermisiniz?" sorusuyla başladı maceramız. Nasıl olacak dediğimizde "Bana balya taşıyacaksınız." dedi. Ücret de cepte olmayan paraya göre gayet iyiydi. Tabii kendisinin de avantajı vardı. Hamallara yaptırsa daha masraflı olacaktı. Ortak payda oluşunca anlaştık. Gel gelelim içimizde balya işi yapan yoktu. Açıkçası ben Aydın BOZKURT(Camcı Aydın) ve kardeşi
Adnan BOZKURT(Maradona Adnan) a
güveniyordum. Ne de olsa çiftçilik yapıyorlardı. Zeki ÇEVİK(Çevik Mobilya),
Muhterem GÜLTEKİN(Dirik Spor'da futbol oynadı) ve ben tamamen sıfırdık.
Öncesinde işi öğrenmek için depoda
çalışan Hüseyin Enişteden taktik almaya çalıştık. Balya telinin neresinden ve
nasıl tutulacağını, kaldırırken dizle vurarak sırta nasıl atılacağını defalarca
anlattı. Biz de balya taşımacılığını teorik olarak öğrenip ilk günümüze
başladık. Fakat teori ile pratik arasındaki farkı tarlada gördük. Ya balya
telinin neresinden tutacağımızı kestiremiyoruz ya da dizimizle fazlaca vurarak
sırtımıza alamadan öte taraftan yere düşmesine neden oluyoruz. Bu zaman kaybı
nedeniyle balyaları yüklediğimiz traktöre yetişemiyoruz. Allah'tan şoför
insaflı biriydi ve hızını yavaşlatarak bize yardımcı oldu. Muhterem arkadaşımız
boyu biraz kısa olduğundan balyaları sırttan atamadığı için kucaklayarak
römorka atmaya çalışıyordu.
Adnan çiftçiliği de olduğu için römork
üzerinde istifçilik yapıyordu. Fakat, sıralar yükseldikçe -tombili oyunundaki
taşlar gibi- istif sallanmaya başlıyordu. Tam bir komedi dünyası. Güç bela günü
tamamlayarak balyaları ardiyeye taşıdık. Ertesi sabah rahmetli annem kaldırmaya
geldiğinde tonlarca dayak yemiş gibiydim. Gözlerimi açmaya çalıştım
açamadım.
Aşırı yorgunluk, toz, sap ve samandan
gözlerim çapaklanmış ve açılmıyordu. Annem halime acıdı "Evladım bu iş
sana göre değil, gitme işe." dedi. Fakat biz hem ailemize yük olmamak hem
de başladığımız işi bırakmamak için azimliydik. Yeni doğum yapmış komşudan
fincana anne sütü alıp damlatarak gözlerimi açmaya çalıştık ve nihayetinde
açıldı.
Yaklaşık bir ay balya işi yaptık.
Muratlı'nın dört bir köyünden balya taşıdık. Arada düzgün istif yapamadığımız
için römorku devirdiğimiz de oldu Ahmet
BAYDEMİR arada bizi uyarıyordu. "Çocuklar biraz dikkatli olun. Biraz da hızlanın."
Velhasıl azim ve gayretle işi tamamladık.
Bizim ölçülerimize göre tatlı para da
kazandık. Her şeyden öte, mazimizin derinliklerinde yer edecek çok güzel
anıları yarattık. Tarladaki tantana, kırda yenilen yemekler, insan teniyle
bütünleşen ve keseyle dahi çıkmayan kılçıklar... Hatırladıkça hala o zaman ki
güzelliğini ve tazeliğini yaşıyorum.
Not. Sözüm uzadıysa kusuruma bakmayınız. Malum bir atasözümüz var. "Gençler ümitle yaşlılar anılarıyla yaşar." diye. Bizler de anılarımızla yaşamaya başladığımıza göre galiba yaşlanmaya başladık. Affola...
Ayaktakiler; Muhterem GÜLTEKİN, Adnan BOZKURT, Zeki ÇEVİK,
Öndekiler; Aydın BOZKURT, Salih ÇAYIR
Yer: Fatih Mahallesi, İnanlı Yolu, Rahim'in kahvesinin önü
Not. Sözüm uzadıysa kusuruma bakmayınız. Malum bir atasözümüz var. "Gençler ümitle yaşlılar anılarıyla yaşar." diye. Bizler de anılarımızla yaşamaya başladığımıza göre galiba yaşlanmaya başladık. Affola...
Ayaktakiler; Muhterem GÜLTEKİN, Adnan BOZKURT, Zeki ÇEVİK,
Öndekiler; Aydın BOZKURT, Salih ÇAYIR
Yer: Fatih Mahallesi, İnanlı Yolu, Rahim'in kahvesinin önü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder